Nereden başlasam bilemiyorum. Oldukça uzun bir hikaye ve tamamen yabancı olduğum bir hikaye değil. Birçok farklı kişinin birbiriyle bağlantılı bir şekilde ilerleyen hayatlarını okuyoruz. Can Manay gizemli hayatında çok tanınan bir psikolog ve aynı zamanda mesleğini bir TV showuna dönüştürecek kadar da şanslı. Tesadüfen gördüğü Duru' ya olan takıntılı aşkı ise bütün olayları beraberinde getiriyor. Fi dizisini önceden izlediğim için mi bilmiyorum karakterler kafamda çok rahat bir şekilde canlandı. Uzun bir kitap olmasına rağmen de kendisini okuttu diyebilirim. Her hayatı bu kadar merak uyandırıcı bir şekilde yazmak şüphesiz kolay değil. Bu kitap bunu gerçekten iyi verebildi. Her hikaye tamamlanmadı elbette umarım serinin devam kitaplarında bütün soru işaretleri cevaplarını bulur. Sevmediğim yerler her kitapta olduğu gibi bu kitapta da var . Örneğin Ali' nin Can' ı bir yere götürdüğü bölüm oldukça gereksiz bir bölümdü. Ya da yazarın farklı konulardaki düşüncelerini dile getirebilmek için alakasız durumlar yarattığı kısımları gerçekten okurken zorlandığımı ve gereksiz bulduğumu söylemeliyim. Her bölümün sonunu " bir gün anlayacaktı , öyle olmadığını öğrenecekti, aslında öyle değildi" şeklinde bitirmek okuyucuyu bir sonraki bölüm için meraklandırma adına iyi bir yol gibi görünse de her bölümde bunun yapılması bana oldukça basit geldi. Okuyucuyu bölüm sonunda söylenen birkaç cümleyle değil, bölüm içinde yapılan zeki çağrışımlarla meraklandırmak bence asıl olması gereken şey. Herkesin bu kitapta aynı dili konuşması da bence gerçekten olmaması gereken bir diğer şey. Aynı perspektiften bakılmış birçok konuda bir şoförün ya da müzisyenin ya da bir öğrencinin düşüncelerini okuyorsunuz. Bu da biraz hikayenin gerçekliğini bozuyor diyebilirim.
0 yorum