Derslerden dolayı neredeyse bir ayda okuduğum kitap. Eskiden dört yakın arkadaş olan kadının fotoğraf çekilmesiyle iki sene öncesine dönmelerini ve yeniden arkadaş olarak geleceğe dönmeye çalışmalarını anlatıyor. Kitap ilk 200 sayfaya kadar oldukça iyi gitti. Hatta bir noktada beni şaşırttı diyebilirim. Hep geleceğe gitmeye odaklandığım için karşıt bir şey beni epey şaşırttı. Ama sonu fazla klişeydi diyebilirim. Biraz türk filmi vari olmuş.
Finlandiya nin kendisine nasıl diğer devletlerin arasında yer edindiğini , uzun süre sömürge altında kalmış bir devletin nasıl kendi kimliğini oluşturduğunu ve yükseldiğini her açıdan ele alarak okuyucuya veren bir kitap. Kullandığı üslup gayet anlaşılır verilen örnekler tam nokta atışı olan okuduğunuz zaman yazara hak verdiğiniz bir kitap. Ayrıca Atatürk'ün de beğendiği kitaplar arasında
- Herkese Merhaba ! Bugün sizlerle Pucca günlük serisinin neredeyse tamamını inceleyeceğiz. Neredeyse tamamı dememin nedeni ise 7. kitabı henüz okumamış olmam. Okuduğum zaman ise bu yazıyı güncelleyeceğim. Takipte kalın ! Bu kitap seride en sevdiğim kitap. Tabi ki ilk kitap olması onu önemli kılıyor. Okurken o kadar çok yerinde güldüm ki o yüzden şimdiden benim favori kitabım olduğunu söyleyebilirim. Bütün seri boyunca okuyacağımız karakterleri tanıyoruz bu kitapta. Her şeyin başlangıcı diyebilirim o yüzden bu kitaba puanım 9/10
- Gelelim 2. kitaba. Sanırım en kalın Pucca kitabı bu. Yer yer aynı şeyleri okuyor hissi verse de yine de beni güldüren bir kitaptı diyebilirim. Ben sıradan okumadığım için diğer kitaplarda olduğu gibi bunda da başında iyi anlaşamadığı kişiyle kitabın sonunda iyi olacağını bilerek okumak biraz can sıkmadı değil. Yine de samimiyeti her zaman bana çok geçiyor. Son sayfalarındaki hitapta çok güzeldi , beni çok güldürdü. Puanım 6/10
- 3. Kitap olan Allah Beni Böyle yaratmış kitabını ne yazık ki fotoğraflamayı unutmuşum. Ama 3. kitabı 2 den biraz daha sevdim diyebilirim. Yer yer duygulandığınız mutlaka bir bölüm oluyor her kitapta. Yani aslında bizim güldüğümüz şeyler eminim yaşarken o kadar da komik olmuyordur. Bu kitapta önceki kitaplarda bahsedilen şeyler biraz daha açılıp irdeleniyor. bu kitaba puanım : 7/10
- Puccanin ilk kitabı gibi asla olamaz diye düşünüyorum. İlk kitaptaki gibi güldüğüm ya da gerçekten çok iyi anlıyorum seni ya dediğim bir kısım olmadı. Konusu klasik pucca kitaplarından farklı değil. Samimiyeti de keza aynı şekilde. Ama dediğim gibi ben sanıyorum ki hep ilk kitabı okurken hissettiklerimi arayacağım diğer kitaplarında da . Haliyle bulamadığım da da beğenmiyorum
- 5. kitap olan O Adam Buraya Gelecek ise tesadüfen aldığım ve saçma bir şekilde seneler önce ilk okuduğum kitabıydı Pucca'nın. O yüzden onunda okurken fotoğrafı ne yazık ki elimde yok . 5. kitapta artık daha önce kitabının filmi çekilmiş bir Pucca karşımıza çıkıyor. Tabi ki karakterimiz samimiyetinden asla ödün vermiyor. Önceki kitapların tutmuş olması da onun yaşantısını pek değiştirmiyor.
- Benim okuduğum son kitap olan Şimdi Biz Neyiz ? ise aslıda şuan da sosyal medyadan gördüğümüz her şeyin daha detaylı hali diyebiliriz. Sonunda hayatının aşkını bulduğuna inanan Pucca 'nın hikayesi bu kez mutlu sonla bitiyor. Kitabın sonuna çok güzel fotoğraf kolajı eklemişler. Dizayn olarak en beğendiğim kitap ise bu oldu bu yüzden diyebilirim. Puanım 6/10
- İlerleyen günlerde 7. kitabı da okuyarak bu yazının sonuna mutlaka ekleyeceğim !
Anna karanina dan sonra bu okuduğum ikinci Tolstoy kitabı. İçerisinde birkaç hikayesinin olduğu derleme bir kitap. Hikayelerin çoğu birbiriyle bağlantılı. Anna karanina da olduğu gibi inanılmaz güzel bir betimlemeyle yazılmış olan her bir hikaye malesef mi benim çok hoşuma gitmedi. Hikâyelerde sanırım büyük olaylar beklediğim için olağan giden hikayeleri sevmiyorum. Bu kitapta da uzun olan hikayeler malesef benim için çok durgundu.
Hababam sınıfı sınıfta kaldı , hababam sınıfından sonra yazılan 2. Eser ben ilkini okumadığım için karşılaştırma yapamayacağım. Kitap elbette filmden farklı . Filmde olan karakterler kitapta bazı karakterlerde kitapta yok. Hababam sınıfı ilk olarak tiyatro oyunları olarak sahnelenmiş. Bununla ilgili tiyatro biletleri ve o günün gazete haberleri kitabın arkasında yer alıyor. Kitapta betimleme yok. Normal bir roman olarak düşünmeyin. Sadece mekan belirtiliyor kalanı ise diyaloglardan oluşuyor. Elbette karaktere can veren usta oyuncularımız olmayınca büyü biraz bozuluyor. Biraz da sadece diyalog olduğu için sanırım her şeyi kafanızda canlandıramıyorsunuz. Yinede Rıfat Ilgaz ın cümlelerini okumak , görüşlerinin yer aldığı sayfalarda ona hak vermek çok keyifli bir deneyimdi. Komediyi bir romanın içine vermek gerçekten çok zorlu bir iş o yüzden her zaman okumak izlemek kadar elbette keyif vermiyor. Yinede bence okunması ve kütüphane de olması gereken kitaplardan biri .
Kitap ;kitapları ve kitapçıları seven birinin gerçekten okurken zevk alacağı bir kitap. Bazı şeyler ön görülebilirken bazı şeyler gerçekten şaşırtıyor. Yine de kitaba yazılan son fazlasıyla eksik ve basit. Son 50 sayfasına kadar güzel gidiyordu. Böyle güzel bir hikayeye yapılacak en kötü şey sanırım böyle bir son yazmak olurdu.
"Amelia'nın tecrübelerine göre , etraflarındaki şeylere daha fazla şans tanısalar çoğu insanın sorunu çözülürdü"
Yeşilçam oyuncularının biyografi ya da otobiyografilerini okumayı seviyorsanız fırsat vermeniz gereken bir kitap olabilir. Şener şen in genel olarak filmlerinin irdelendiğini söylesem sanırım yanlış olmaz. Kitap bu filmler ve filmlerin analizinden ve Şener şen in bu süre içerisindeki değişim ve gelişimini anlatıyor. Deneme tadında olduğu için anlatımı monotonluktan kurtarmak için fotoğraflardan yararlanılmış çokta güzel olmuş. Yine de Türkan Şoray in sinemam ve ben kitabında olduğu gibi daha özel hiçbir yerde bulamayacağımız bilgilerin olmasını çok İsterdim. Kitap bölümlere ayrılmış ve birçok yerinde başta şener şen olmak üzere çok fazla röportajlardan alıntılar yapıldığını da belirtmek isterim
Bir belediye başkanın göreve gelir gelmez bir tiyatro binası kurmak istediğini dile getirmesiyle hikaye başlıyor. Bu tiyatro fikrinin farklı kesimlerde nasıl karşılandığını tek tek ele alması konusundan gerçekten iyi bir kitap. Konu olarakta gayet güzel ancak kullanılan sözcükler benim hoşuma gitmedi. Böyle bir kitap cinselliği istiyor mu emin değilim. Sibel karakteri ve başkan arasında geçenler gerçekten olmak zorunda mıydı ? Peki sonunun bir destan gibi bitirilmesi ? Bilemiyorum. Benim açımdan okuması zevkli bir kitap değildi. Özellikle her bölümün sonunda yazarın kendi yarattığı bir karakterle konuşması , hikayenin adamla bağlantısı , kanımca gerek yoktu. Sadece konusu ve farklı kesimlere yazarın çok iyi girebilmesini beğendim
Tolstoy un bilim , inanç, dinler, klise , varoluş hakkında sorduğu sorular ve kendince bulduğu cevapları anlattığı sohbet tadında bir kitaptı. Kendisinin neden intihar etmediğini, girdiği depresyondan nasıl kurtulduğunu anlatıyor. Tanık olduğu ayinler , dinler ve inanışlara olan bakış açısını da ele alıyor. Kolay okunan , anlaşılır bir kitaptı.
Kitaptan bazı alıntılar:
Bu hayat, birinin bana oynadığı aptalca, kötü bir oyundan başka bir şey değildi. Beni yaratan birini kabul etmiyorsam da şöyle bir düşününce gayet normal geliyordu. Beni dünyaya getirmekle son derece aptalca ve kötü bir şaka yapmıştı birisi.
Bence bu kitap hakkında söylenecek çok şey var. Öncelikle konusu gerçekten iğrenç. Bir adam eşinin sadakatini ölçmek için ona kendi iş yerinden bir adamı tutuyor. Bunu da sırf izlediği bir filme , yeni bir heyecan arayışına bağlıyor. Kitabın başından sonuna kadar bir sohbet havası var. Kitabı aslında hikaye anlatır gibi hikayenin sonunda tanıştığı ve "bitik" adını verdiği köpeğe anlatıyor. Tüm bu beğenmediğim şeylere nazaran kullanılan dil gerçekten çok güzel. Seçilen cümleler oldukça akıcı. İçinde bulunulan durum çok güzel anlatılıyor. Ama gel gelelim böyle bir durumda olmak ister miyiz ? Ayrıca kitabın sonunu okuyup anlayan varsa lütfen bana da anlatsın zira onca okuduğum şeyin bir anlamı şuan için yok
Öncelikle kitap gerçek anılardan oluştuğu için ünlü tarihçilerin ve genelde öğretmenlerin neden önerdiğini anlayabiliyoruz. Genel bir şeyler söylemek gerekirse bir askerin başına gelen olaylar ve bu olayların yüzbaşının kızıyla nasıl kesiştiği anlatılıyor. Anlatımı gayet güzel , bölümlere ayrılmış , oldukça akıcı. O dönemin yaşantısına ışık tutuyor.